باب:
من اغتسل
عريانا وحده
في الخلوة،
ومن تستر
فالتستر أفضل.
20. Tek Basınayken Çıplak Olduğu Halde Gusül Abdesti Almak
-وقال
بهز، عن أبيه،
عن جده، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (الله
أحق أن يستحيا
منه من الناس).
Kim örtünürse, bilsin ki, örtünme daha iyidir. Behz, babası ve
dedesinden yaptığı nakille Hz. Peygamber'in
Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder." buyurduğunu
nakletmîştir.
حدثنا
إسحق بن نصر
قال: حدثنا
عبد الرزاق،
عن معمر، عن همام
بن منبه، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى الله
عليه وسلم قال: (كانت
بنو إسرائيل
يغتسلون
عراة، ينظر
بعضهم إلى
بعض، وكان
موسى يغتسل
وحده، فقالوا:
والله ما يمنع
موسى أن يغتسل
معنا إلا أنه
آدر، فذهب مرة
يغتسل، فوضع
ثوبه على حجر،
ففر الحجر بثوبه،
فخرج موسى في
إثره، يقول:
ثوبي يا حجر،
حتى نظرت بنو
إسرائيل إلى
موسى، فقالوا:
والله ما
بموسى من بأس،
وأخذ ثوبه،
فطفق بالحجر
ضربا). فقال
أبو هريرة: والله
إنه لندب
بالحجر، ستة
أو سبعة، ضربا
بالحجر.
[-278-] Ebu Hureyre'den Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle
buyurduğu nakledilmiştir: "İsrailoğulları bir arada çıplak olarak gusül
abdesti alırlar ve gusül sırasında birbirlerine bakarlardı. Hz. Musa ise, tek
başına gusül abdesti alırdı. İnsanlar onun hakkında 'Allah'a and olsun ki,
Musa'yı bizimle birlikte gusletmekten alıkoyan şey, ancak fıtık olmasıdır.
diyorlardı. Bir defasında Hz. Musa gusül abdesti almaya gitti. Elbiselerini bîr
taşın üzerine koydu. Taş Birden yuvarlandı Hz. Musa'nın elbiseleri ondan uzağa
düştü. 'Ey taş! Elbisemi geri ver' diye bağırarak taşın peşine düştü. Nihayet
İsraİloğulları onu bu halde görünce 'Allah'a and olsun ki, Musa'da bir kusur
yokmuş' dediler. Sonunda Hz. Musa taştan elbisesini aldı ve taşa vurmaya
başladı."
Ebu Hureyre şöyle demiştir; "Allah'a and olsun ki, Musa
(a.s.) taşa altı veya yedi defa vurmuştur.
Tekrar: 3404, 4799.
AÇIKLAMA: (Tek Başınayken Çıplak Gusül Abdesti Almak) Bu
ifade insanların göremeyeceği yerde gusül abdesti almak manasına gelir. (Daha
iyidir) ifadesiyse, yalnız başına olan insanların çıplak gusül abdesti almasının
caiz olduğunu gösterir. Nitekim âlimlerin çoğu bu görüştedir.
(Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder.) Sünen
musannifleri ile daha başka hadisçiler, Behz kanalıyla bu hadisi
nakletmişlerdir. Tirmizi bu hadisin hasen, Hâkim ise sahih olduğunu
belirtmiştir. İbn Ebi Şeybe ise şöyle demiştir: "Bize Yezid b. Harun
nakletti. Ona da, Behz İbn Hakîm babası ve dedesinden rivayetle şöyle
nakletmiştir: Resulüllah'a Ey Allah'ın peygamberi! Avret yerlerimizi nerde açıp
nerde kapatalım?" diye sordum. Şöyle cevap verdi: "Avret yerlerini
eşin ve cariyen hariç diğer insanların yanında ört!" Ben, "ey
Allah'ın elçisi insan tek başına kalınca da mı?" diye sordum. Bu defa
cevaben şöyle buyurdu: "Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak
eder."
Hadiste geçen eşin dışında ifadesinden, kadının kocasının avret
mahalline bakmasının caiz olduğu anlaşılır. Kıyas yoluyla kocanın da karısının
avret mahalline bakmasının caiz olduğu sonucuna varılır. Aynı zamanda ifade,
eşler ve cariyeler dışında başka birinin avret mahalline bakmanın caiz
olmadığına delalet eder. Mesela avret mahalli hususunda erkeğin erkeğe, kadının
da kadına bakması caiz değildir. Behz'den nakledilen hadisin zahiri, kişinin
yalnız başınayken hiçbir şekilde çıplak bulunmasının caiz olmadığını gösterir.
Ancak, İmam Buhârî Hz. Musa ve Eyyub Peygamber'in kıssalarını, gusül abdesti
alırken çıplak bulunulabileceğine delil getirmiştir. İbn Battâl'ın da ifade
ettiği gibi söz konusu delil getirme şu şekilde gerçekleşmiştir: Bu iki
peygamber, Allah Teâlâ'nm bize uymamızı emrettiği peygamberler zümresİndendir.
Onların bu tür uygulamalarına tabi olmak, ancak "bizden öncekilerin
şeriatı, bizim için de şeriattır" diyenlerin görüşüne göre mümkün olur.
Anlaşıldığına göre Hz. Peygamber bu kıssaları anlatmış ve herhangi bir itirazda
bulunmamıştır. Bu durum, söz konusu uygulamaların bizim şeriatımıza da uygun
olduğunu gösterir. Eğer bu kıssalarda bizim şeriatımıza uygun olmayan bir şey
olsaydı, mutlaka Hz. Peygamber belirtirdi.
(çıplak olarak gusül abdesti alırlardı.) Hadisin zahirinden, bu
uygulamanın İsrailoğullarının şeriatına göre caiz olduğu anlaşılır. Aksi
takdirde Hz. Musa, onların bu uygulamalarına sessiz kalmazdı. Kendisi ise,
daha faziletli olanı tercih ettiği için tek başına gusül abdesti alıyordu.
(fıtık) Bu kelime, testislerdeki şişkinliği ifade eder.
('Ey taş! Elbisemi geri ver') Hz. Musa taşa hitap etmiştir.
Çünkü, elbisesini alıp kaçtığı için onu akıllı varlıklar gibi görmüştür. Ona
göre taş, bu yaptığından dolayı cansız varlıklardan uzaklaşıp canlı varlıklar
kategorisine yaklaşmıştır. Bu yüzden ona seslenmiştir.
(İsrailoğulları onu bu halde görünce) Bu ifadeden,
İsrailoğullarınm Hz. Musa'nın vücudunu çıplak olarak gördükleri anlaşılır. Bu
durum, tedavi ve buna benzer zorunlu hallerde bir başkasının avret yerine
bakmanın caiz olduğuna delil olarak kullanılmıştır.
Ancak İbnu'l-Cevzi, Hz. Musa'nın üzerinde bir örtü olabileceği
ihtimalini dile getirmiştir. Çünkü örtü ıslanınca, altını gösterir. O,
hocalarından birine ait olan bu görüşü nakletmeyi daha uygun görmüştür. Ancak,
bu görüş tartışılabilir bir görüştür.
Bu hadis hakkında geri kalan yorumları, Peygamberler Bölümünde
yapacağız.[Kitab ehâdîsi'l-enbiyâ' bab :28 3404, III, 38]